30 Kasım 2017 Perşembe

Blues tadında

1 Aralık 2017 / ilk saatler...

Yazıları birleştireyim dedim, tonlarca blog arasında biraz temizlik yapıp kendi arşivimi Venüs için saklayayım dedim ama teknoloji blog sistemini değiştirmiş, eskisi gibi birleştirmeye izin vermiyor.
O yüzden her yazı ait olduğu blogta kalmaya devam edecek şimdilik.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Aralık ayına yüklediğim anlam gereği değil, A'nın tersi sayılan kızım için yazıyorum...
Ama bu yazma isteğinin Aralık'ın ilk gününe denk gelmesi tamamen Blues'un çekiciliği ile alakalı.

Aradan uzun zaman geçti ve artık Venüs'le karşı karşıyayım.
Pandora'nın karnından bir Melek çıktı.... ama hayır hayır öyle şirinize etmek istemiyorum kızımı.
Ne meleği? o düpedüz bir enerji.
Yönü belli olmayan, her an her şeyi yapabilecek bir enerjinin sahibi.
Babasının eski zihinsel aktiviteleri yerini farklı ve gereksiz oyalanmalara kaptırdığı için fazla bir şeyler yazamadım belki ama instagram'da düzgün bir günlük tutmayı başardım.

Venüs'ün gelişi bir çok şeyi Jet hızıyla toparladı hayatımda.
Olumsuz atmosferimi, yerleşik pürüzleri, maddi sıkıntıları Venüs'ün getirdiği enerji ile aşabildiğimi söyleyebilirim.
Hala inanması güç olsa bile ''bir anda Central Hospital'ın'' önünde araba almaya karar vermek ve gelir dengemin bozuk olmasına rağmen öderim demek hep Venüs Enerjisi ile alakalı.

Kızım için çıldırıyorum, yanından ayrılamıyorum, ayrılmak istemiyorum, aşırı yorucu olabiliyor ama işsel hareketlerin dışında yanından ayrılmamaya çalışıyorum.
Deli bir Aşk besleyeceğimi en başından beri biliyordum ve farklı da olmuyor.
Tutkulu bir Babayım kızıma karşı, tıpkı Karıma olduğu gibi ve fazlası ...

Venüs fiziksel, zihinsel ve yaratıcılık olarak tüm kainatın önünde.
ve bu cümleyi yazmak bende bir ego sebebi değil, parada kazanmıyorum böyle yazınca.
Venüs'ün gözlem yeteneği 0 günlükten beri var ve ilk doğduğu saniye itibariyle gözler açık kulaklar açık ve radar kendini tanımlıyor...
Kimse 1 haftalık bebeğin Ayna'da gözünü kırpmadan kendini izlemesini ve yöne tepki vermesini açıklayamaz... hem kimse umurumda değil, bunu kime yazıyorum ki.

Venüs farklı bir duygu, benim için enerji. Kudretli bir Enerji benim kızım.
Artık kendimi konumlandırdığım yer çok farklı hayatta.
Korkularım hiç yok mu? elbette var, ama çoğunluğu Venüs öncesi ailemle ve kendi sonsuzluk meraklısı güdülerimle alakalı.

Venüs'ün bu cümleleri çok sallayacağını sanmıyorum, Venüs'ün benim ruhsal alemimi pek sallayacağını tahmin edemiyorum.


Neyse, her ne şartla olursa olsun ben durgun ve netim eski yaşantıma göre.
İyiyim ve sağlıklıyım.
Faydalı şeyler yapmak istiyorum, annem babam kızım ve eşim için.
Faydalı ve kalıcı her ne olursa.

İçten gülen bir fotoğraf karesi en büyük hediyedir bana.
Ama çerçeveletecek kadar da cesur değilim, yada bunun cesurlukla alakası da yok, salak değilim diyeyim.

Unutmamak gerekiyor bu hayatın bir son saniyesi var her ölümlü için.
Sonra o duvardaki tabloları bir yerimize mi sokacağız ağlar vaziyette.
Şimdilik böyle düşünüyorum.

Eyy Aralık hoşgeldin.
Allah'ım sana Şükürler olsun.
Lütfen namaza başlayayım, bir evim olsun, bir odam olsun işyerimde.
Görev olarak kabul ettiğim ve vicdanen rahatsız olduğum bu eksikliği gidermem için lütfen yardım et Allah'ım...

Kızım ve kendim için.

02:40














Hiç yorum yok:

Yorum Gönder